Bir Delinin Hatıra Defteri, kendi konusunu adında anlattığı için öykünün içeriği üzerinde durmanın pek bir anlamı olacağını sanmıyorum. O yüzden konusundan öte bana hissettirdiklerini yazmak istiyorum.
Bu kitabı, daha doğrusu öyküyü okumaya başladığımda bir çocuk kitabı okur gibi gülümseyerek ve eğlenerek okuyordum. Okudukça içine çeken, bırakması fazlasıyla zor olan bir öykü oldu benim için. Bu tarz konudan konuya atlayan hikayeleri, kitapları zaten sevmem bir yana, yazımı da ayrıca sürükleyiciydi. Yatakta kıvrılmış kitabın tadını çıkarırken, bunun hangi kısımda olduğunu hatırlamasam da, bir noktada dank etti kitabın anlatmak istedikleri ve vahiy inmişçesine yazanların arkasındakileri fark edip kalakaldım öylece. Ansızın gelen bütün bu bilgleri anlamak için kitabı yanıma koyup uzandım bir süre yatakta. Eminim ki bu kısa öykü hakkında anlamadığım, olduğunun farkına bile varmadığım daha bir sürü detay vardır ama anladığım kadarıyla bile beni fazlaca etkilemeye yetti. O günkü Rusya koşullarını, özellikle de “Palto” öyküsünü okuduktan sonra farkettiğim sansürü, baskıyı, bir takım insanlar partiler ve eğlencelerle dolu bir hayat yaşarken halkın büyük bir çoğunluğunun paltoya verecek kadar bile parası olmadıklarını görmek ve bunların ne kadar güzel bir şekilde anlatıldığına tanıklık etmek en kısa haliyle hayrete düşürdü.
Ay bu kadar narin olduğu için, orada insanlar değil de yalnızca burunlar yaşıyor. Kendi burnumuzu göremememizin sebebi, burnumuzun Ay’a gitmiş olmasından kaynaklanıyor.
Nikolay Gogol • Bir Delinin Hatıra Defteri
Her ne kadar istemesem de kafamın içerisinde kitapta anlatılanlarla bugün yaşananları karşılaştırmaya başladım. Bu konudaki düşüncelerimin geri kalanını kendime tutmayı yeğlerim fakat eğer kitabı okumuş olanlar varsa ne demek istediğimi anlayacaklardır diye tahmin ediyorum. Ama özetle, neden insanlık olarak geçmişten ders çıkarma konusunda bu kadar kötü olmak zorundayız ki? Neden aynı hataları tekrar tekrar yapıyoruz? Göz göre göre sonucu belli olan yanlışları neden tekrar deniyoruz?
Tam büroya gidiyordum, ama birçok nedenden ve aklımda dolaşan fikirlerden ötürü gitmekten vazgeçtim. İspanya’da olan bitenler bir türlü aklımdan çıkmıyor. Nasıl olur da bir kadın İspanya’ya kraliçe olur? Buna izin veremezler. Öncelikle, İngiltere buna izin vermez. Bunun yanı sıra, bu mesele bütün Avrupa’yı ilgilendiriyor; Avusturya imparatorunu da, bizim hükümdarımızı da… Doğruyu söylemek gerekirse, bütün bu olaylardan o kadar etkilendim ki sabahtan beri hiçbir şey yapamadım. Yemek vakti çok dalgın olduğumu söyledi Mavra. O dalgınlıkla yere iki tabak düşürdüğümün farkında bile değildim. Yemekten sonra dağa çıktım. Kendim için yine faydalı bir şey yapamadım. Zamanımın çoğunu yatakta uzanarak geçirdim ve İspanya meselesini düşündüm.
Nikolay Gogol • Bir Delinin Hatıra Defteri
Be First to Comment